Healthline sağlık portalında anksiyete bozukluğu çeken bir anne adayının paylaştığı sözler şöyleydi: “Kaygının kölesi olmak yerine, zamanı geldiğinde mümkün olduğunca donanımlı olduğumdan emin olmak için ne yapabileceğimi araştırmaya başladım.”

24 yaşında anksiyete teşhisi koyulan Claire Eastham adındaki gazeteci yazar, “24 yaşımda resmi olarak teşhis koyuldu, fakat sanırım doğduğumdan beri bu problemim vardı” diyor. Hassas bir çocukluk dönemi geçiren Claire, her zaman olayların kötü gideceğine dair derin bir endişeyi içinde taşıdığını belirtiyor.

“Yetişkin olduğumda ise anksiyete beni çok daha farklı agresif yollarla etkilemeye başladı.” diyen Claire, kendisinde açığa çıkan çarpıntı, nefes düzensizliği, titreme gibi semptomlardan şikayetçi olmaya başladığını ve artık negatif düşüncelerin sirkülasyonundan bir türlü kurtulamayacak raddeye geldiğini belirtiyor.

“Eziksin!

Kimse senden hoşlanmıyor!

Herkes salak olduğunu düşünüyor!” gibi iç sesleri kafasından atamadığını söylüyor.

Bir zaman sonra Claire, Londra’ya taşınıp şu anki kocasıyla tanışıyor. Orada semptomları iyice arttığı vakit tedavi görmeye başlıyor ve “5 sene sonra evlenmeye karar verdiğimizde aklımdan geçen tek soru şuydu…” diyor.

“Hastalığım çocuğuma da geçecek mi?”

Böyle bir şey yaşanırsa kendini suçlu hissetmekten alıkoyamayacağını belirten Claire, “Sonuç olarak, bu konu için bilime bir göz atmaya karar verdim ve gördüm ki anksiyete irsi olabilir ancak bu %100’lük bir oran değil.” diyor.

Ayrıca çocuk sahibi olduğunda anksiyete bozukluğuna sahip bir anne olarak nasıl davranması, neleri geliştirmesi ve nelerden kaçınması gerektiğine dair kendini derin bir bilimsel araştırmaya vermiş olan Claire şunları söylüyor:

“Anksiyete çocuğumda bulunacak irsi bir hastalık olabilir ya da onu sadece birazcık etkileyebilir, fakat ben bunlar için endişelenmek yerine iyi bir anne olmak için beni etkileyecek koşullara odaklanmayı seçtim ve kendime bir liste yaptım:

1. İlaçlarımı almaya devam edeceğim.

Hamilelik sürecinde ilaç tedavisine devam etme konusunu doktorumla konuştum; özetle, hayatımın bir parçası olan anksiyete ilaçlarına belli bir dozda devam edebileceğimi belirtti.

2. Araştırma yapacağım.

İnternette bu durumda olup da doğum yapan kadınlara dair binlerce bilgi var. Çocuğumu en iyi şekilde yetiştirmek ve onu etkilememek adına hepsini okuyacağım.

3. Kendime dikkat edeceğim.

Düzenli yeme, düzenli uykuya dikkat etmem gerektiği kadar, stres kontrolü ve rahatlama egzersizleri de benim için ekstra bir önem arz ediyor, hiçbirini atlamayacağım.

4. Diğer anne/babaları dinleyeceğim.

Annelik gerçekten zor, fakat şanslıyım ki anne-baba olmuş olup tavsiyelerini alabileceğim pek çok arkadaşım var.

5. Yardım isteyeceğim.

Yaşadığım hayatı, içinde bulunduğum durumu kabul ediyorum. Bununla başa çıkamadığım anlarda arkadaşlarımdan, ailemden ve profesyonel olarak yardım isteyeceğim.

Eğer gelecekte çocuklarımda anksiyete bozukluğu semptomları oluşursa, bir bakıma onların şanslı olduklarını düşüneceğim. Çünkü bu konuda her şeyi bilen bir anneleri olacak.”

Önceki İçerikYarın Bugün Olduğunda, Hazır Olacak Mısın?
Sonraki İçerikBeden Olumlama Akımı Hakkında Yanlış Bildiklerimiz Neler?
Dilara Özcan Kültür Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. Hobileri arasında yoga, pilates, gezi ve moda yer alıyor. Fotoğraf tutkunu olan Dilara, iyi21.com içerik editörlüğü yapıyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz