22 MART DÜNYA SU GÜNÜ
Her damla su; gökten, toprağa ve akarsulardan sonsuz bir yolculuğa çıkıyor ve doğaya dönüşüyor. Doğa yeşil altyapıdır. Hayatta kalmak ve gelişmek için ihtiyacımız olan suyu bize veren bir sistem aynı zamanda. Sağlıklı ormanlar ve alanlar, toprağın ve kimyasalların nehirlere karışmasını önler. Göller, sulak alanlar ve taşkınlar suyu depolar, arındırır ve kontrol eder. Su kısaca hayattır. Bugün 22 Mart Dünya Su Günü.
“Su İçin Doğa”
Dünya Su Günü, 22 Mart’ta tatlı su kaynaklarının önemi ve tatlı su kaynaklarının sürdürülebilir yönetiminin savunulması için bir odak noktası olarak düzenlenmektedir.
Her yıl Dünya Su Günü, tatlı suyun belirli bir yönünü vurgular. 2018’de ise, 21. yüzyılda karşılaştığımız su sorunlarına doğaya dayalı çözümleri keşfetmek için “Su için Doğa” temasını benimsedi. Su için Doğa, 21. yüzyılın su sorunlarının üstesinden gelmek için doğayı nasıl kullanabileceğimizi araştırıyor.
Cevap Doğada!
Doğaya dayalı çözümler, su sorunlarımızın çoğunu çözme potansiyeline sahiptir. ‘Yeşil’ altyapı ile çok daha fazla şey yapmalı ve mümkün olan yerlerde ‘gri’ altyapı ile uyumlu hale getirmeliyiz. Yeni ormanların dikilmesi, nehirlerin taşkınlara yeniden bağlanması ve sulak alanların restore edilmesi, su döngüsünü yeniden dengeleyecek ve insan sağlığını ve geçim kaynaklarını iyileştirecektir. İşte bu yüzden betonlaşmaya hayır!
Nüfus, her geçen gün artış gösteriyor. Ne yazık ki su kaynaklarında ters bir orantı mevcut. O yüzünden su ihtiyacı her geçen gün artıyor. Dünyanın 70’i sularla kaplı fakat yalnızca %0.3’ü kullanılabilir ve içilebilir özelliktedir.
Ülkemizde tatlı su kaynaklarını oluşturan 26 nehir havzası bulunmakta, ortalama yıllık akış 186 milyar m3’tür. Kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarımız 1,700 m3 dolayındadır. Bu rakam, bölge ülkelerine oranla daha çok su kaynağına sahip olmasına karşın ülkemizi “su azlığı yaşayan” ülkeler sınıfına sokmaktadır.
Nüfus artışının da etkisiyle 2030 itibariyle kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarımız 1,700 m3 1,000 m3 seviyelerine düşeceği, yani ülkemizin “su fakiri” ülkeler sınıfında yer alacağı beklenmektedir.
Su problemi, ciddi boyutlara ulaşmaya başladı. 3.Dünya Savaşı ihtimalinin su sorunu üzerine olacağı tezi herkes tarafından konuşulur oldu. Gerekli yatırımlar yapılmaz ve önlemler alınmazsa bu durumu çok yakından hissedebiliriz.
1 Kg Pirinç Yetiştirmek İçin 3500lt Suya İhtiyacımız Var
Suyun önemi doğa ve insan için tartışılamaz. Suyun kontrollü kullanımı ve geri kazandırılması her açıdan çok önemli. Besinlerimizi elde etmek, hijyen sağlığımız kısacası yaşamamızı sürdürebilmemiz için bu kaynağın kullanımında toplumun bilinçlenmeye ihtiyacı var. Hemen hemen hepimizin evinde bulunan 1 kg pirincin yetiştirilip sofralarımıza kadar gelmesi için 3500lt suya ihtiyacı olduğunu biliyor muydunuz? Rakamların büyüklüğünü kavrayamamış olabilirsiniz. Bir insanın temel hijyen rutinini tamamlaması için günlük 20lt su tüketmesi gerekiyor. Yani 3500lt bir insanın 175 günlük su ihtiyacını karşılıyor.
Bilinmeyenler
- Küresel olarak, toplum tarafından üretilen atık suyun % 80’inden fazlası, tedavi edilmeden veya yeniden kullanılmadan ekosisteme geri akmaktadır.
- 1,8 milyar insan, kolera, dizanteri, tifo ve çocuk felci ile kesişme riskine sokarak dışkıyla kirlenmiş bir içme suyu kaynağı kullanmaktadır. Güvensiz su, kötü temizlik ve hijyen her yıl 842.000 civarında ölüme neden olmaktadır.
- Güvenli bir şekilde yönetilen atık su, uygun fiyatlı ve sürdürülebilir bir su, enerji, besin ve diğer geri kazanılabilir malzemeler kaynağıdır.
- Dakikada 1 çocuk su ile bulaşan bir hastalık sebebiyle hayatını kaybediyor.
- Dünya nüfusunun yüzde 40’ını barındıran 80 ülke su sıkıntısı çekiyor.
- Yaklaşık 1.1 milyar insan temiz içme veya kullanım suyundan yoksun!
