Söz konusu aşk olduğunda bugüne dek çok söz söylenmiş, yazılmış ve çizilmiştir. Çünkü aşk aynı anda hem dünyanın en genel duygusu hem de en bireysel konusu olmayı başarabilen bir kavramdır. Aşka inanmayanlar bile aşkın varlığını kabul ediyorken herkes aşkı kendine özgü farklı şekillerde yaşar. Bu da belirttiğimiz gibi aşkı hem genel hem de bireysel bir olgu olarak karşımıza çıkarır.

Bugün sizlere, bu yazı aracılığıyla dünyanın en ilginç aşklarından Kıbrıslı Pygmalion’un kendi yaptığı heykele duyduğu tutkulu aşkı anlatacağız.

(Öncelikle belirtmeliyiz ki, bu efsane çok eski zamanlarda yaşandığı için bugüne aktarılırken birçok değişim göstermiş hatta çeşitlenmiştir. Yani konu ilginizi çekerse ve bu efsaneye dair araştırma yaparsanız karşınıza başka hikayelerin de çıkması mümkün. Fakat merak etmeyin, çünkü hikayenin özü hep aynı. )

Dileriz keyifle okursunuz. Hepinizin 14 Şubat Sevgililer Günü kutlu olsun, çok mutlu geçsin.

Pygmalion Efsanesi

Efsaneye göre Kıbrıslı Pygmalion işini aşkla yapan; günlerini kendi yaptığı heykellerle konuşarak geçiren bir heykeltıraştır. O’nun hikayesine asıl yön veren şey; Yunan Mitolojisi’nin aşk, sevgi ve sevişme tanrıçası Afrodit’in otoritesini reddeden birkaç kadını fahişeye dönüştürmesidir. Bir gün Afrodit’in yarattığı fahişelerle yolu kesişen ve hayatında ilk kez fahişe gören Kıbrıslı Pygmalion kadınların ne kadar ahlaksız olabileceğini keşfettiğini düşünerek artık onlarla ilgilenmediğine karar vermiştir. Bu doğrultuda artık aşka inanmadığını ve asla evlenmeyeceğini de dile getirmiştir. Aşkla ilişiğini kesen Pygmalion,  artık dünyadaki kadınları sevemeyeceğinden yola çıkarak hayallerindeki kadını yansıtan bir heykel yapmaya karar vermiştir. Zaten işinde çok başarılı heykeltıraş, bu iş için daha da çok özenerek, gece gündüz çalışarak kendisine fildişinden güzeller güzeli bir kadın heykel yontmuştur. Buraya kadar her şey normal görünse de; olaylar Pygmalion’un kendi yaptığı heykele aşık olup, onu büyük bir tutkuyla sevmesiyle daha karmaşık bir hal almıştır.

Bu aşk öyle büyük bir tutkuya dönüşmüştür ki; Pygmalion her an heykeli düşünür, onu görmeden duramaz olmuştur. Kıbrıslı heykeltıraşın hayatı yine aşk tanrısı Afrodit sayesinde değişmiştir. Şöyle ki Afrodit uğruna verilen bir festivale katılan Pygmalion, Afrodit’ten evlenmek için yonttuğu heykelin benzeri bir kadın istemiştir.

Eve dönen Kıbrıslı Pygmalion’un hayatı değişmiştir. Her zamanki gibi heykelini öpen heykeltıraş, O’nun dudaklarının sıcak olduğunu fark etmiştir. Kısacası Afrodit, Pygmalion’un içten yaptığı bu dileği gerçekleştirmiştir ve heykel canlanmıştır. Bir anda tüm hayallerine kavuşan Pygmalion’un biricik sevdiği ozanlar tarafından Galatea adını almıştır. İkili sürekli olarak Afrodit’e şükrettikleri için bir ömür bolluk ve bereket içinde yaşamışlardır.

Bu Efsaneyi Nasıl Yorumlamalıyız?

Kıbrıslı heykeltıraş Pygmalion’un efsanesi bize aşkla ilgili çok şey söylemektedir. Bunlardan ilki; aşkın hesaplanabilecek bir olgu olmadığıdır. Pygmalion her ne kadar artık aşık olmayacağını düşünse de yaşadıkları, yaptığı hesaplara uymamıştır. Aşk normal hayatta da plana izin vermeyen özellikleriyle sürprizlerle dolu bir duygudur. Bunun yanı sıra efsanede asıl vurgulanan şey; aşkın bir taşa can verme yeteneğine sahip olabileceğidir. Güzeller güzeli heykel, Pygmalion’un büyük aşkı sayesinde canlanabilmiştir. Gerçek dünyada da aşk taşları canlandıramasa da en iyileştirici duygudur. Küslükleri yok eder, hastalıkları iyileştirir. Kısacası aşk hislerin en güçlülerindendir.

Aşkıyla bugün bile ilgimizi çeken Kıbrıslı Pygmalion aracılığıyla 14 Şubat’ınızı tekrar kutluyoruz. Bir sevgilinizin olup olmadığının bugünle hiç ilgisi yok. Önemli olan bir şeyleri ne kadar sevebildiğiniz ya da hayatınıza dair ne kadar tutkulu olduğunuz… Tüm sevebilenlerin, tutku duyabilenlerin Sevgililer Günü keyifle, aşkla ve mutlulukla geçsin!

Bugün için bir programınız yoksa akşam ‘En İyİ 21 Aşk Filmi’ yazımızdan seçtiğiniz bir filmi izlemenizi öneririz.

Önceki İçerikSevgililer Günü’nü Bir Masala Dönüştürecek Oteller
Sonraki İçerikMide Botoksu Nedir?
Dilara Özcan Kültür Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. Hobileri arasında yoga, pilates, gezi ve moda yer alıyor. Fotoğraf tutkunu olan Dilara, iyi21.com içerik editörlüğü yapıyor.